22 Mayıs 2017 Pazartesi

Özkan Günaydın / Kolyesini Kaybeden Güzel Kız.

İsa'yı Çarmıhtan kurtarırsam; O Zaman Beni Sever Misin Kolyesini Kaybeden Güzel Kız?


(Not: Gerçek hayatta sevdiğini yastığının başucunda yaşatamayanlarla,  bir ömür boyu  aklında taşıyanların savaşıdır bu.)

Uzun süre kozmos'un ücra sokaklarında gezinip durdum. İntikam alacak bir şeyler aradım gün boyu kendime, bulamayınca da cebimdeki uluslararası jetonu çıkartıp herhangi bir tanrıçaya ulaşmaya çalıştım. "Alo, beyfendi iyi günler. Ben Satürn'den arıyorum. Marilyn Monroe hanımefendi orada mı acaba? Alo, Aloo!! Amına koyayım çok yalnızm lan! Ne olur biriniz de konuşsun benimle. Alo, aloo!! Kahretsin hatlar yoğun sanırım."

Fizik biliminde "uzaklaşmanın" yasası şöyledir: seni kuvvetle çeken şeyden kaçmayı denersen, etrafında dönmeye başlarsın. Uzaklaşmanın tek yolu: durmaktır. " beni tanıyanlar bilir; bilime sonsuz saygım vardır, ben de park ettim kimsesizliğimi bir kilesinin önüne.  Şuan sonsuz duruyorum.

"Alo, Marilyn? Marlyn diye biri yok mu? Orası da İlçe Emniyet Müdürlüğü mü? -O zaman Faysal Amir lütfen. Amirim benim tanıdınız mı? Geçen gün 2911 sayılı toplantı ve gösteri kanuna muhalefetten içeri alıp bi güzel dövdüğünüz gruptaki o çakma filozof. Şey diyeceğim amirim: şöyle işinin ehli, mesleğine saygı duyan tanıdığınız bi kiralık katil var mı? Beni kaç paraya vurur tahminen? -Efendim? Sağlıklı  duyamıyorum küfürleriniz şuan amirim, çeken bir yere geçerseniz sevinirim. Ne? Siktirip gideyim mi? Telefondan yer tespiti yaptınız, eve baskına mı geliyorsunuz? Ya amirim gelirken aşağı tekelden üç kutu kırmızı tuborg, bi pakette kısa samsun alsanız da, ben size burda parasını ödesem olur mu?

Adam yanlızlığını kusuyor kağıtlara, üstüne kalkıp yarışma adı altında bir de ödül veriyorlar. Gerçekten yaşamak denen şey çok çirkin bir eylem hali. Refik abi yenilgisine inanmış bi şairdi. Evinin sokağında saatlerce yürümesi ömrüyle yaşıttı. Ağzındaki sigarayı putu yapmıştı kendisine, ona ibadet ediyordu. Biz intihar etmesinden korkuyorduk, sırtından vurdular. Çok öksürüyordu, çok öksüren birini sırtından vuracak kadar orospu çocuğuydu işte düşmanları. Öldü, öldüğünü bile söylemediler hiç birimize. Şehrin burjuvası mutluluk şarhoşu. Refik abi tanrının bu dünyadaki en büyük hatasıydı ve çok göze batıyordu.  Düşünce ve varlık, tin ve doğa, sevgi ve nefret, özne ve nesne, savaş ve barış, Refik abi ve ölüm. Hiç yakışmadı yan yana. Güle güle Refik abi, hoşçakal.

"Alo, Marilyn? Efendim, Nazilli Kerhanesi mi orası? Yok yok yanlış numara olması sorun teşkil etmez benim için. Hanımefendi Marilyn ordaysa söyler misiniz havalar iyice soğudu gece uyurken mutlaka üstünü örtsün. Sapık değilim hanımefendi nereden çıkarttınız şimdi bunu? Sonuçta ben de şu hayatta hiç anlayanı olmamış bir ezilenim.  Hem gecesini aydınlatmak için cebinde gün ışığı biriktiren birinden sapık mı olurmuş hiç? Kimsesizliğiyle yaşayan bir hiçim o kadar. Bu hayatın en dibindeyim ve yukarıya çıkmak için nedenler arıyorum kendime. 220 numaradaki Aysel müsaitse yaşamak için nedenim olabilir mi? Bi sorsanız kendisine? Sormayı sakın unutmayın olur mu? Zira bir orospunun şefkatine muhtacım.

Socrates'e birisi için "seyahat onu hiç değiştirmedi" demişler. O da; "gayet tabi, çünkü kendisini de beraber götürmüştür" demiş. Çok giden gördüm ama içini de alıp gidene hiç rastlamadım. Benim içlerim ki; olur olmadık zamanlarda kanamalarıyla meşhurlardır. Yalnızlığı ellerinden yakalayıp "Ne olur, bari sen gitme" diyecek kadar yalnızdım. Neden ve nasıllarım yoktu. Şimdi kendi çoğunluğumla bakıyorum maviye.

"Alo Marilyn? Yanlış numara mı, ben kimi mi aramışım? Marilyn diye biri yok ve orası T.C Maliye bakanlığı mıymış? O vakit Maliye bakanı lütfen. Maliye bakanıyla ne hakkında mı konuşacak mışım ?  Bir film projem var da hanımefendi, ona kaynak arıyorum. Mümkünse  Gayrisafi Milli Hasıla'dan payıma düşen on bin dolarımı istiyorum. Lütfen bu talebimi mi kendisine iletir misiniz? Derhal telefonu kapatmazsam başım belaya mı girecek? Hanımefendi elini hangi cebine atsa yalnızlığıyla karşılaşan birini tehdit ettiğinizin farkında mısnız? Hem beni tehdit edemezsiniz, sonuçta benim ödediğim vergiyle maaşınızı alıyorsunuz. On bin dolarımı verin lannnnn! Neyse ben sonra yine ararım, İyi çalışmalar.

Kahireli fahişelerin şiirini yazan birini kim sever artık? Kadın intihar edecek, kendini atacak bir gökyüzü bulamıyor. Ne yapsın zavallı; acılarına sarılıyor sonra. Yüz yılardır hayatın nihai manası için "mutluluk nedir?" sorusunun cevabını aradı filozoflar, halbuki en ideal yaşam için tek formül "unutmak"tı. Unutmayı başarabilen varoluşun gayesini de gerçekleştirmiş sayılsın. Hiç sevilmedim; ama 'çok sevmeleri' unuturum mesela. Sonra balkondan dökülen çocukluğumu, küllükte yanan sigaralarımı, yaşayamadıkları mı, hayallerimi, kaybettikleri mi, kavuşamadıkları mı en iyi ben unuturum. En sonunda da günler önce seviştiğin birini bir sınav günü okulun merdivenlerinde görürsün , nefretle bakıyordur sana artık "Merhaba." "Defol be geri zekalı." doğruya ben terk etmiştim onu, o kadar aramıştı da açmamıştım telefonu. kendimi de unutuyorum bazen.

Siz hiç, çok güzel bir kadının resmine saatlerce bakmaktan, resimdeki o çok güzel kadını konuşturmayı başardınız mı? Ben başardım işte. "Yeter, yeter bakma; sayende güzelliğimden iğreniyorum artık" dedirttim. Nehir oldum kendi içime döküldüm sonra. Ve git gide gidiyorum buralardan. Üstelik arkamdan bir "elveda" diyecek biri bile bırakmadan. Acayip elveda! "Alo Marilyn?"