23 Eylül 2019 Pazartesi

Özkan Günaydın / Yerelde Şiir, Genelde Anarşi

Şehrin ortasından büyük bir tiren geçiyor 
Ne koşan gökyüzü 
Ne sırtını denize dönmüş boyasız apartmanlar 
Ne de asfaltta ölmüş at yenilmişliği 
Umursayıp koşuyor peşinde 

Ey her şeye herkese evet diyen sahte saygınlar
Ey orospuları toplumdan dışlayan ahlak 
Ey sevgisiz büyüyen kibirli şato tanrıları 
Nasıl oluyor hayret 
Her otobüste ben 
Geçtiğimiz her filanca durakta mızıka çalmadan uyumayan o ten renksiz kız 

Kürkçü dükkanına geri dönen tilkiye sorulmalı bence zaman denen şey 
"Güvercinlerle hayatı bölüşenler” adlı filmde kötü kalpli baba rolü oynayan figürana 
Ey sevgilim; Tanrılardan başka bela yok başımızda 
İlk önce zürafalar gibi uç 
Sonra öp beni 

Ey kendi mavisi kendisine güzel olanlar
Ey daha bir kadının topuğundan bile öpmeden ilk nikahta evet diyenler 
Susamış dilsizlik 
Kaçmış mevsimlik 
Uyumuş otel balkonları 
Yakınlarda bir yerde biliyorum bir kilisenin gölgesi üşüyor 

Yalnızlığın ölçü birimidir, küllükteki sigara izmaritleri 

Dünyanın en ücra coğrafyasında 
Bir kuş çok sevmiş 
Bakmış aşkına karşılık yok 
Otobüs durağı olmuş sonra 

Ey kentleri birbirine yakınlaştıran yüzyıl 
Ey intiharlar çağı 
Kadınların bahçesine gizlice giren kokarca hükümet 
Ey kamyon tekerlekleri 
Uzaklara hep gece mi gidersiniz?