24 Nisan 2018 Salı

Özkan Günaydın / Monark'a Ölüm, Anneme Çiçek..

Modern eğitim sisteminin herkesi kariyer sahibi yaptığı bu CEO’lar çağında
Seni işsiz bir uçurtma gibi seviyorum. 
Huzur birahanesinde mutsuz adamlar 
İlayda güzellik salonunda çirkin kadınlar. 
Tıpkı sömürüldüğüm kentin kaldırımlarına benziyorsun 
Sonra yüzyıl önce öldürülen bir Roma İmparatorunun yalanlarına 
Belki daha sonra da evsiz şiirlerin ütüsüz gömleklerine benzersin. 
Ama yine de, ölümü yok sayarsak eğer 
Seni kurulması zor cümlelerle yahut Milyon liralık banka borçlarıyla değil 
Seni bakkaldan ekmek alır gibi, çok basit seviyorum. 

Kimselere bulaşmayan 
Ne güzel bir yalnızlık bu.
“Beni bekleme!” Bir saniye Hünkarım, 
Şebnemle konuşuyorum 
Dünya benim üstüme düşünce kalabalıklaşıyorum 
Düşüyorum sonra bir kuşun peşine İlk istasyon; Bastille Hapishanesi 
Monarşizme ölüm! 

Gün olur, güneşe 
Gece olur, karanlığa 
Cumartesi olur, sana tapardım. 
Dudaklarımda Allah’a inan bir sigara 
Karşımda upuzun parmaklarıyla, kirpiklerini hiçbir adama öptürmemiş esmer bir kadın 
Esmer kadın rujunu yiyor sonra 
İsa’nın bilek acılarının ortağıyım artık

Aşk, bir kış güneşi misali bakmıyor bile yüzüme 
Hatıraları çıkarttıkça fotoğraflarından 
Mutluluk kadar azalıyorum 
Hüzün gittikçe tiranlaşıyor 
Üstümde yoksul bir ceket 
Susuyorum ve kayboluyoruz durgun akan bir nehrin kıyısında 
Ceketime inat, içim asla yoksul olmayacak 
Üstümde bulutları olmayan kalın bir gökyüzü sonra 

Monark’a ölüm 
Anneme çiçek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder