16 Nisan 2018 Pazartesi

Özkan Günaydın / Şairler Çiçektir..

Aramızda uzak şehirler, 
Boynunun üstüne sağır bir put 
Sevdik pürdikkat, terk edildik bir sürü 
Topla biraz saçlarını, 
Düşmeyelim yaşamak denen sarhoş bakır haç’ın diline 
Bırak kaybolsun tokan, kırılsın dünya 
Alıştık mı şimdi biz bütün bu acılara? 
Sana Babil’in asma bahçeleri, sana Niagara şelalesi, sana Kuzey Kutbunda yıldızlı bir gece 
Bana Çernobil faciası 

Gölgem sanki kekeme şizofren bir liseli ve çok uzun uçurum 
Ölüm uyandı artık 
Seninle sürüp gidecek sanırım bu yalnızlık 
Tutamadığım ellerinden başlıyorum oysa ben seni sevmeye 
Nasıl bir sessizlik ki bu? 
Ben sana bir otobüs dolusu mutsuz insanla gelmeye çalışıyorum 
Sana Platon’un ideal devleti, sana rasyonel sosyalizm, sana Fransız devrimi 
Bana gelişmekte ve büyümekte olan Türkiye 

Uyuduk ayrı ayrı hüzünler, uyandık hep aynı sabah 
Senin içinde kocaman bir diyar, bakır aynada kimsesizliğim 
“Ayaklanmak mıdır" şimdi sensizliğin anlamı? 
Endüstriyel aşka karşı senin afrodizyak gülüşlerin 
Umuttur öldürür, kavgadır sürer, şairdir sever 
Sana ela gözler, sana kumral ten, sana düz ve sarışın saçlar 
 Bana diz ağrıları 

Özlediğimiz yerlerin, yalnızlıklarıyız.. 
Uzun cümlelerle seviyor herkes birbirini 
Oysa ben seni üç heceli adınla sevmiştim. 
Sanki bir karanfil doğuyor, ben ölüyorum 
Sonra ben ölüyorum, bir karanfil doğuyor 
Bilemiyorum, bu aralar kafam çok karışık 
Sana Küba purosu, sana çikolatalı üç’lü fişek, sana marlboro light 
Bana kısa samsun 

Kendimden başka hiçbir eksiğim yok şu hayatta 
Mutsuz, çirkin, işsiz ve kimsesiz; aferin diktatöre 
Göğün karardığı, tanrıların kaçtığı, yerin delindiği, insanların zombileştiği bu çağda 
Sen en büyük denizlere dökülen bir inanç ırmağıydın 
Sana ekmek, sana çiçek, sana şiir 
Bana sigara

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder