12 Şubat 2019 Salı

Özkan Günaydın / Velhasıl, Yine Sevilmedik

Çayın altına su çeken şeyhler tanıdık
Uzandık, sandık ki yastık olur belki bulutlar gözlerimizin içine
İhtilal sandık bir ceylanın karşı tarafa atlayışını bir pınardan
Her Beyrut bir Paris olarak doğmak istiyordu yeni güne
Velhasıl, bağırmayacaktın Anton!

Yenik akşamlar ertesi
Utandık karşı kıtanın uzaklığından
En fazla alkışlamayı öğrettiler çocuklara okullarda
-Sınırı neden geçmek istiyordunuz?
+Kesinleşmiş 30 yılım vardı komutanım. Onun için kaçıyordum
-Sen?
+Sıkıldım bu ülkeden o yüzden.
-Ya sen?
+Siz beni yanlış anladınız yüzbaşım.
Benim sınırı geçmek gibi bir niyetim yok, ben sadece Dünyanın kare olduğunu ispatlamaya çalışıyordum.

Bükülmüş hüzün
Tenha aile fotoğrafları
Sığ yalan hikayeleri Kostok'un
Musa'nın asasını borsada kaybettiği çağdan
Gökyüzünün kuleden iniş için izin istemesi
Yoksulluk ve Sonsuzluk
Yoksulluk ve Cüzzam
Yoksulluk ve Şiir
Yoksulluk ve Şebnem

Birden bire tövbe etmesi bir günahkarın
Ve artık Güneş'in etrafında dönmeyeceğini haykırması
Ve sonra başını alıp çekip gitmesi uzaklara bir gezegenin

Giden bir trenin arkasında bıraktığı, acı
Tezgahta en önde bir türlü satılmayan çürük domatesin, burukluğu
Boşluğun, hiçliği
Kundakçılığın, küfrü

Şimdi anlıyor musun yalnızlığın kutsallığını?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder