10 Ocak 2017 Salı

Radiyallahu anh!

Bir defasında annemin adını unutmuştum.

Kaldırdım ellerimi havaya,
Rahman olanın adıyla:
“Kûn Fe Yekûn” dersin en ücra köşede bir limon ağacı bitiverir.
Ver en beterinden belamı dedim,
İki vakte kadar…

(Bkz: İki dakika sonra.)

Merdivenlerden inerken Şebnem’le çarpıştım.
Şebnem, öteki kızlardan farklıydı.
On parmağı, iki kulağı ve gözü, bir burnu vardı.
Tekrar açtım rahmana ellerimi,
Rahman olanın adıyla:
Allah’ım bu kadar çabuk mu?

(Bkz: Bir sihirbazın çubuğuyla kahve karıştırmak.)

Bir otoyol dolusu gürültüyü alıp, oturdum sağır bir kadının yanına.
Aklına geldiğim zamanlarda sev beni Şebnem.
Böyle her saat, her dakika, her saniye…
Abartmaya gerek yok.

(Bkz: William Shakespeare bile öldü)

“Ayşe; İnce Mehmed’in yazarının, Yaşar Kemal olduğunu bilmiyor.” tümcesini ele alalım Şebnem.
Bu tümcenin parçası olan “İnce Mehmed’in yazarı” Yaşar Kemal’e gönderme yapar di mi?
Öyleyse doğrudur.
O halde bu terimi onunla eş gönderimli olan “Yaşar Kemal” adıyla değiştirelim.
Elde edeceğimiz tümce “Ayşe; Yaşar Kemal’in, Yaşar Kemal olduğunu bilmiyor” olur ki bariz yanlıştır.
Usçular, ampiristler, materyalistler, atomculuk temsilcileri hepsi aynı yolun yolcusu be Şebnem!
Gergedanlar uçuyor mu?
Dünya düz, bilgi sanıdır o zaman.

(Bkz: Kozmosun boşluğunda sigara yakamıyoruz.)

Belki senle ben bir “Aziz Abelardus ile Heloise Aşkı” etmeyiz ama çok güzel elma soyabiliriz Şebnem.
Ben seni sevebilirdim belki ama o dönemler ülkemizde demir yolları daha gelişmemişti.
Ama sen beni seversen,
Borsada bir spekülatör intihar eder,
Son yüzyılın en yüksek hava sıcaklığı görülür,
Belki şansımız yaver gider ihtilâl olur…
Aslında Muhittin Abi’den pek âlâ aşk adamı olurdu ama parası yoktu be Şebnem.

(Bkz: İngiliz şair Milton, şiirlerini yirmi beş bin kelime hazinesiyle yazıyormuş.)

Sen orada, pazardan iki kilo mandalina alıyorsun,
Ben burada, posta trenlerini soyuyorum Şebnem.
21. yy'da bilinen, okunan, yazılan 6.909 dil varmış Şebnem.
Sen söyle şimdi,
Hangi dilde "Seni seviyorum.” değil de “Hadi, koyda çay içelim.” diye sesleneyim sana?

Ben az biraz şizofrenim be Şebnem.
Siyah atımla gelsem olur mu sana?

(Bkz: Yanılmak da cesaret ister.)

Özkan Günaydın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder